Bir pilotun “büyük” olarak kabul edilmesi neye bağlıdır? Kazanılan sonuçlara mı yoksa şampiyonluklara mı? Eğer cevap bunlardan biri ise neden Gilles Villeneuve kendi kuşağının en çok sevilen pilotu olarak anılıyor?
Cevap belki de istatistiklerin ötesinde, onun pistteki çılgın, agresif ve vazgeçmeyen sürüş tarzında gizli. Villeneuve sadece dört tam sezon geçirebildiği Formula 1’de iz bıraktı. Onun ölümü sporda derin bir yara açtı ama aynı zamanda bir efsaneyi yarattı.
Yarış Kariyerinin Başlangıcı
Bir piyanist olan babasının izinden gitmek yerine çocuk yaşta otomobillere gönül veren Villeneuve, kariyerine drag yarışları ve kar motosikletleriyle başladı. Ardından ikinci el bir Formula Ford aracı alarak yerel şampiyonayı kazandı.
İnatçı ve kararlı bir yapıya sahipti. 1974 Formula Atlantic sezonunu finanse edebilmek için ailesinin evini sattı. Üstelik bunu eşine danışmadan yaptığı söylenir. Bu cesur adım Mosport Park’taki kazasıyla ters gitmiş gibi görünse de kırılan bacağına rağmen geri döndü ve Gimli’deki yağmurlu yarışta zafer kazandı.

Hızlı ama kaza yapmaya yatkın bir yetenek olarak ünü 1975’te Trois-Rivieres’te Jean-Pierre Jarier ve Patrick Depailler gibi Formula 1 yıldızlarıyla yarışınca uluslararası boyuta taşındı.
1976’da hem kar motosikleti hem de Kuzey Amerika Formula Atlantic şampiyonalarında baskın bir performans sergileyen Villeneuve, Ron Dennis’in Project Four Formula 2 takımıyla Pau’da yarışmaya davet edildi. Sıralamada 10. sırayı alarak dikkat çekti ve aynı yıl James Hunt’ı Trois-Rivieres’te geçmesi Formula 1 çevrelerinde ses getirdi.
McLaren’leri Yıllar
James Hunt’ın tavsiyesi üzerine McLaren, Villeneuve’e 1977 Britanya Grand Prix’sinde üçüncü bir araçla yarışma şansı verdi. Sonuçlar olağanüstüydü: Daha eski bir M23-Ford ile takım arkadaşı Jochen Mass’tan daha hızlı olarak 9. sıradan başladı. Yarışta da oldukça hızlıydı.
Ferrari’ye Geçiş
Ferrari, Villeneuve’den etkilendi ve sezonun son iki yarışında Niki Lauda’nın yerine direksiyona geçirdi. Ancak Japonya GP’de aracı Ronnie Peterson’un altı tekerlekli Tyrrell’iyle çarpıştı. Araç pist dışına fırlayıp taklalar attı ve izinsiz alanda bulunan iki seyircinin ölümüne neden oldu.

İlk tam F1 sezonuna dalgalı bir başlangıç yaptı ama hızı açıkça ortadaydı. Long Beach’te üstün giderken Clay Regazzoni’nin aracına çarparak yarış dışı kaldı. Monza’da ise startta erken hareket ettiği için ikinci sırayı kaybetti. Ancak sezonu, Lotus’un arızalanması sonrası ıslak zeminde kazandığı Kanada GP zaferiyle noktaladı. Bu hem onun ilk galibiyetiydi hem de duygusal bir an olarak tarihe geçti.
1979 Villeneuve İçin Parlama Yılı
1979’da Ferrari’ye Jody Scheckter katıldı. Villeneuve bu sezon daha olgun bir sürüş sergiledi ve pistin en hızlı ismi olarak kabul edildi. Güney Afrika ve Long Beach’te kazandığı yarışlarla şampiyona liderliğine yükseldi ve Belçika GP’de yakıtı bitene kadar harikalar yarattı.

Ancak o yarışta Scheckter kazandı ve takım içindeki güç dengesi değişti. Villeneuve, takım arkadaşının şampiyonluk mücadelesine destek oldu ve sezonu ikinci sırada tamamladı. Aradaki fark sadece dört puandı ki bu da Belçika’da kaybettiği üçüncülüğe denk geliyordu.
Fransa GP’de Rene Arnoux ile verdiği tekerlek tekerleğe mücadele ve Hollanda GP’de patlayan lastikle pite ulaşma çabası çok eleştirildi. Ama bu anlar, halkın gözünde Villeneuve’ün efsanevi yerini daha da sağlamlaştırdı.
1978 yılındaki Montreal GP'sini kazanınca Villeneuve evinde yarış kazanan ilk Kanadalı olmuştur. 1979 yılında Jody Scheckter ile takım arkadaşı oldu. Bu sezon 3 yarış kazanan Villeneuve o yıl Fransa GP'sinde Rene Arnoux ile yaptığı müthiş savaşla hatırlanır.#F1 #essereFerrari pic.twitter.com/6jttbAa3gv
— 🏁 Ferrari Haber #Tifosi 🇹🇷 (@FerrariHaber) 8 Mayıs 2022
1980 sezonu, Ferrari’nin zayıf Michelin lastikleri ve yeni turbo motor geliştirme süreci nedeniyle başarısız geçti. 1981’de Ferrari 126CK, güçlü ama zor sürülen bir araçtı. Buna rağmen Villeneuve, Monaco ve İspanya’da kariyerinin en etkileyici galibiyetlerini aldı. Jarama’daki İspanya GP’de 20 turun sonunda kendisinden hızlı dört aracı arkasında tutarak kazandığı yarış F1 tarihinin unutulmazları arasına girdi.
1982 İhanet ve Trajedi
Ferrari, 1982 sezonunun favorisiydi ama sezon tartışmalı ve trajik bir hale geldi. İngiliz takımlarının boykot ettiği San Marino GP’sinde takımın “pozisyon koru” emrine rağmen Didier Pironi’nin son turda Villeneuve’ü geçerek kazanması ilişkilerini kopardı.

İki hafta sonra Zolder’deki Belçika GP’de Villeneuve hala öfkeliydi. Villeneuve bir daha hayatını boyunca takım arkadaşı Pironi ile konuşmayacağına yemin etmiş ve Pironi’ye savaş ilan etmişti.
SPA’da sıralama turlarında takım arkadaşı Pironi, Villeneuve’ü 0.1 sn ile geçip 6. sıraya yerleşince Villeneuve son tur için piste çıkıp kimisine göre zamanını geliştirmek kimisine göre de kızgın olduğu takım arkadaşını yenmek için tura başladı.

Pistin ilk şikanından sonra hızlanan Villeneuve önündeki turunu bitiren Jochen Mass’a yaklaştı. Kendisini gören Mass yarış çizgisinden çekilmek için aracı sağa doğru kırınca o an yarış çizgisi dışından gelen Villeneuve yaklaşık 200-225 km/sa hızla Mass’a arkadan çarptı.

100 metre boyunca taklalar atan araç durduğunda Villeneuve araçtan 50 metre öteye fırlamış, Terlamenbocht virajındaki çimenler üzerinde kaskı olmadan hala koltuğuna bağlı şekilde yatıyordu. O an hemen birkaç sürücü orada durup yardım için koştular.
35 saniye sonra ilk doktor yanına geldiğinde nabzı hala daha atıyordu. Hemen hastaneye kaldırılan Villeneuve yerel saat ile 21.12’de hayatını kaybetti. Doktorlar tarafından boyun kırığı teşhisi konuldu.
Olayda Jochen Mass’ın bir suçu olmamasına rağmen Mass, Gilles’in oğlu Jacques Villeneuve ile karşılaşana kadar kendisini suçlu hissettiğini Motorsport Magazine’e söylemişti. Jochen Mass bir gün uçakta Jacques Villeneuve’ün kendisine gelip: “Jochen ailemiz seni hiçbir zaman suçlamadı. Bu bir yarış kazasıydı. Sadece ikinizin verdiği yanlış karardan ibaretti.” dediğini belirtti.

Hayatını kaybettikten sonra Zolder pistinde kaza yaptığı şikana ve Kanada’daki Formula 1 pistine adı verildi. Adına bir müze açıldı. Ferrari’nin test pisti Fiorano’nun girişine bronzdan büst yapıldı. Kanada’da adına pullar basıldı. Kaza yaptığı aracın numarası olan “27” numara birçok farklı yarış serisinde onu anmak için kullanıldı.

Sadece 4 defa yarışıp 2 kez yarışı bitirdiği Monaco GP’sinde start-finish düzlüğünde tarihin en çok geçiş yapan Formula 1 pilotu olmuştur. Enzo Ferrari ise çok sevdiği Villeneuve’ün arkasından şunları söylemiştir: “Hayatım üzücü anılarla dolu. Geçmişte yaşıyorum. Geriye baktığımda sevdiklerimi görüyorum. O sevdiklerim arasında şu muhteşem adamın yüzünü görüyorum: Gilles Villeneuve.”
Peki Pironi’ye ne oldu? Pironi o yıl Almanya’da Prost’un aracına çarparak ağır bir kaza geçirdi. Kaza Villeneuve’ün kazasına oldukça benzerdi. Kazadan kurtuldu ancak ayaklarından ağır yaralanan Pironi birkaç takımla teste çıksa da bir daha F1’de yarışamadı.

1986 yılında yürümeye başladığı zaman tekne yarışlarına girmeye karar verdi ancak ne yazık ki 23 Ağustos 1987’de tekne yarışlarında geçirdiği kazada hayatını kaybetti.
Gilles Villeneuve sadece 67 yarışa katıldı ve altı galibiyet elde etti. Ancak yarış kahramanları sadece istatistiklerle ölçülmez. O, pistteki cesareti, kararlılığı ve kalpten gelen tutkusu ile her zaman hatırlanacak. Villeneuve, motor sporlarında ruhun galibiyetini simgeleyen efsanelerden biri olarak yaşamaya devam ediyor.

SCUDERIA FERRARI TÜRKİYE sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.