Ferrari’nin Aerodinami İle Tanışması
1968’de Formula 1 araçlarına arka kanatların entegre edilmesiyle birlikte aerodinamiğin önemi çarpıcı biçimde ortaya çıktı. Eğer bir kanat daha iyi yol tutuş sağlıyorsa neden tüm araç aerodinamik bir unsur olarak kullanılmasın? Lotus, 1969’daki kama biçimli 49B ile bu fikri uygulamaya geçirdi. Bunun sonucunda tüm Formula 1 araçları için sıkı aerodinamik kurallar getirildi.
Ferrari, bu dönemde düz-12 motorlu (flat-12) yeni bir araç üzerinde çalışıyordu. 1969’da tasarlanan bu araç, rüzgar tüneli verilerine dayalı olarak geliştirilen Ferrari’nin ilk aracıydı. Uzay şasi tipi bir monokok yapıya sahipti. Şasi, pek çok ince tüpün gerilmiş alüminyum panellerle güçlendirilmesiyle oluşturulmuştu.
Araç daha geniş ve alçak bir profile sahipti. Ön kanatlar daha dar, arkaya doğru ise gövde pürüzsüz ve akışkandı. Motor, artık doğrudan hava akımı dışında sürücünün arkasındaki bir kirişe asılı halde yerleştirilmişti. Arka kanat, süspansiyonun hemen üzerindeki bu kirişe sabitlenmişti. Dar ve kare şeklindeki hava kanalları, yağ soğutucularına hava yönlendiriyordu.

312 B’nin Tasarım Felsefesi ve Mühendislik Yenilikleri
312 B ismi, gerçekte dört farklı aracı kapsıyordu ve bunlardan biri hiçbir zaman yarışmadı. Ferrari içindeki politik çekişmeler ve Formula 1’e olan zaman zaman azalan bağlılık, bu neslin potansiyelini gerçekleştirmesini engelledi. Ancak Mauro Forghieri’nin ilk 312 B tasarımı bu serideki en bütünleşmiş ve mühendislik açısından en gelişmiş model olarak kabul edilir.
Forghieri, Lotus 49’dan ilham alarak 312 B’nin yardımcı sistemlerini kompakt şekilde entegre etmeye odaklandı. Geniş ve düz bir burun yapısı, geleneksel şekilde yerleştirilmiş bir ön radyatöre hava sağlıyordu. Ancak aracın geri kalanı hala klasik tasarıma sadıktı. Lotus’un yeni 72 modeliyle kama formu trend haline gelirken, Ferrari hala aerodinamik açıdan daha sade çözümlerle ilerliyordu.
Dönemin 3 litrelik motor kurallarına rağmen araçların ön profillerini dar tutmak önemliydi çünkü artık motor gücü lastik tutuşunu aşıyordu. Takımların aerodinamik bilgisi sınırlıydı; 1968’den sonra artan kanat kullanımları daha çok sezgisel kararlara dayanıyordu. FIA, 312 B’nin tasarım sürecinde aşırı tasarımları yasaklamıştı ve boyut, şekil ve konumla ilgili net kurallar getirmişti.

Flat-V12 Motorun Zorlukları ve Çözümler
Flat-12 motorun düşük ağırlık merkezi, büyük avantaj sağlıyordu. Bu sayede arka kanat, şasiye entegre edilmiş uzunlamasına bir kirişe monte edilebildi. Bu kiriş aynı zamanda motor bağlantı noktası görevi de görüyordu. Bu, şasi ve motor arasında hem yapısal hem de aerodinamik olarak zarif bir mühendislik çözümüydü.
312 B, 1969’da ilk kez piste çıkmaya hazırlanırken motor arızaları nedeniyle yarışamadı. Bu sorunların çoğu, yağ beslemesindeki yetersizlikten ve dört makaralı yataklı krank milinden kaynaklanıyordu. Ağırlık ve sürtünme kaybı açısından avantajlı olan bu yapı, yüksek devirli çalışmaya dayanıklı değildi. Silindirler “oversquare” (78.5 x 51.5 mm) olduğundan motor doğal olarak çok yüksek devirli çalışıyordu. Bu da krank mili ve pistonlara aşırı yük bindiriyordu.
Forghieri’nin ekibi, bu sorunları aşmak için iki makaralı yatağı klasik yataklarla değiştirdi, krank milini tek parça döküm hale getirdi ve uç kısmına lastik bağlantılar yerleştirerek burulma streslerini azaltmayı başardı. Fiat’ın finansal desteği sayesinde Ferrari, bu süreçte motor testlerini eğimli bir dinamometrede gerçekleştirmeye başladı ve yağlama sorunlarını tamamen çözebildi.

1970 Sezonu ve 312B’nin Başarıları
Ferrari, geliştirdiği bu teknolojileri 1970 sezonunda başarıyla piste taşıdı. Jacky Ickx, aracı erken yarışlarda kullanmaya başladı ve birkaç yarış dışı kalmasına rağmen güçlü sonuçlar aldı. Ickx, Almanya GP’sinde 2., Avusturya GP’sinde ise 1. oldu. Clay Regazzoni de etkili performans gösterdi. Kanada ve Meksika GP’lerinde Ickx 1., Regazzoni 2. oldu. Ancak bu başarılar Jochen Rindt’in ölümünün ardından gelen dramatik puan farkını kapatmaya yetmedi ve Ferrari sezonu ikinci sırada tamamladı.
Ferrari, 1971 sezonuna 312 B2 ile hazırlandı. Ancak sezonun ilk yarışı olan Güney Afrika GP’sinde hala orijinal 312 B kullanıldı. Mario Andretti, yarışta 1. oldu. Takım, Ontario ve Hockenheim gibi pistlerde de başarılar elde etti. Beş şampiyona dışı yarışta zafer kazanarak 312 B’yi Ferrari tarihinin en başarılı araçlarından biri haline getirdi.
Motor | 2.992 cc düz-12 (flat-12) | Süspansiyon | Ön: İtici kollu çift salıncak, helezon yaylı amortisörler Arka: Çift salıncak, helezon yaylı amortisörler |
---|---|---|---|
Güç | 450 bg @ 11.500 d/d | Frenler | Ön/arka disk frenler |
Şanzıman | Beş ileri manuel | Lastikler | Firestone, Goodyear |
Şasi | Alüminyum yarı monokok, çelik boru destekli | Ağırlık | 540 kg |

SCUDERIA FERRARI TÜRKİYE sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.