Lewis Hamilton 2025 Miami Grand Prix FP1 SF25

Ferrari SF25 ve McLaren MCL39 arasındaki farklılıklar

2025 Formula 1 sezonunun başlangıcı iki köklü takımın birbirine tamamen zıt gidişatlarını gözler önüne seriyor. McLaren şu ana kadar gösterdiği performansla hem yarış temposunda hem de lastik yönetiminde gridin en güçlü takımı olarak öne çıkarken Ferrari kış dönemi geliştirmeleriyle büyük umutlar bağladığı SF-25 ile hayal kırıklığı yaratıyor.

Geçtiğimiz sezonun sonunda pole pozisyonları ve galibiyetler için McLaren ile kafa kafaya mücadele eden Ferrari, Miami GP’de McLaren’dan tur başına 1 saniye geride kalarak sezonun en zayıf performansını sergiledi.

SF-25’in en büyük problemlerinden biri dengesi zor bir şasiye sahip olması ve arka süspansiyon sisteminde yaşanan yapısal sıkıntılar. Kış boyunca aracın %99’u değiştirildi ve hedef, güçlü bir ön taraf geliştirmekti. Ancak bu hedefe ulaşılırken arka taraf beklenmedik şekilde zayıfladı.

Pull-rod tipi süspansiyonda yapılan ekstrem değişiklikler aracın belirli sürüş yüksekliği aralıklarında çalışmasını engelliyor. Bu durum özellikle Miami’de olduğu gibi düşük yakıtla ve yüksek hızla yarışıldığında, aracın altındaki tahta aşınmasının sınırları aşmasına ve -Çin’deki gibi- olası diskalifiye riskine yol açıyor

Ön tarafın gücünü dengeleyemeyen mühendisler, ya önden kayma yaşamamak için ön tarafı kısmak ya da aşırı arkadan kayma riski almak zorunda kalıyor. Leclerc ikinci yolu tercih ederek aracın sınırlarında mücadele ederken Hamilton bu ayarsızlıkla daha çok zorlanıyor.

Ferrari önceki yıllarda yavaş virajlarda ve viraj çıkışlarında güçlü bir çekişe sahip olmasıyla tanınıyordu. Ancak SF-25 bu avantajlarını kaybetti. Arka mekanik tutuşun yetersizliği aracın viraj girişlerinde güvensiz hale gelmesine neden oluyor. Bu nedenle daha sert süspansiyon ayarları kullanılıyor ve bu da hem kerblerin agresif kullanımını hem de genel sürüş dinamiğini olumsuz etkiliyor.

İronik olan ise bu sıkıntıları 2024’te Red Bull’un RB20 aracıyla yaşadığı sorunlara fazlasıyla benzemesi. RB21 hala benzer sıkıntılarla karşılaşıyor ancak Cidde ile Miami arasındaki güncellemelerle bir miktar toparlama yaşandı. Ferrari ise henüz çıkış yolu bulabilmiş değil.

Ferrari’nin düşüşü kadar can acıtıcı olan bir diğer gerçek McLaren MCL39’un, Ferrari’nin 2022’deki başarılı F1-75 aracına benzer birçok özelliğe sahip olması. MCL39 şu anda gridin en yüksek yere basma kuvvetine sahip aracı. İyi bir ön taraf, sağlam bir arka taraf, olağanüstü lastik yönetimi ve düşük sürüş yüksekliğine rağmen aşınma riski taşımaması F1-75’i hatırlatıyor.

Ancak McLaren F1-75’in aksine rağmen istikrarlı bir gelişim yolunu takip etti. Ferrari 2022 Belçika GP’de gelen TD39 teknik direktifiyle performans düşüşü yaşarken McLaren 2023 Avusturya’dan bu yana yaptığı tüm güncellemelerde doğru kararlar aldı. Özellikle lastik yönetimi konusunda rakipsiz hale gelmiş durumda.

MCL39’un bu ani performans artışı özellikle Red Bull cephesinde soru işaretleri oluşturdu. Rob Marshall’ın ekstrem aerodinamik fikirlerinin etkili olduğu düşünülüyor. Barcelona GP’de uygulanacak olan TD19 teknik direktifi olası bir performans dengesizliğini yeniden gündeme getirebilir.

Ancak geçmiş tecrübeler, teknik direktiflerin her zaman büyük etkiler yaratmadığını gösteriyor. 2022’de Ferrari’yi etkileyen TD39 gibi bazıları önemli fark yaratırken bazıları ise sadece kısa vadeli etkilere sahip oluyor.

2025 sezonunun başında Ferrari, radikal ama verimsiz değişikliklerle kendi silahlarını kaybederken McLaren, istikrarlı ve bilinçli geliştirmelerle adım adım zirveye ilerliyor. Ferrari’nin bu gidişatı tersine çevirebilmesi için yapısal bir çözüm ve belki de bir felsefe değişikliğine ihtiyacı var. Aksi halde, SF-25 geride kalan F1-75’in gölgesinde kalmaya mahkum olacak.


SCUDERIA FERRARI TÜRKİYE sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Konuyla ilgili fikirlerinizi yazın