Ferrari, Imola, Monako ve Barselona’dan oluşan Avrupa üçlemesinden umut verici sinyallerle ayrıldı. Charles Leclerc, Monako’da ikinci, İspanya’da ise üçüncü olarak iki kez podyuma çıkmayı başardı. Özellikle Monako’daki ikinci sıra neredeyse bir galibiyet kadar değerli hissettirirken, Barselona’daki podyum hem aracın iyi temposunun hem de yarış içi şansın katkısıyla geldi.
SF-25, her ne kadar Imola’daki sıralama turlarında zorlanmış olsa da yarış temposunda özellikle sıcak pist koşullarında ikinci güçlü takım olabilecek potansiyelini tekrar gösterdi. Takım patronu Fred Vasseur da performans dengesini şu sözlerle özetledi:
“Tarış temposunda rakiplerle başa baş durumdayız. Bu aracın temel özelliği, sıralama turlarında yarışa kıyasla çok daha fazla zorlanması.”
Bu üç yarışlık dönemdeki istikrarlı sonuçlar sayesinde Ferrari, Mercedes’i geride bırakarak takımlar şampiyonasında ikinci sıraya yerleşti. Mercedes hala istikrarsız ve dayanıklılık problemleriyle mücadele ediyor; Red Bull ise ikinci pilotundan yeterli katkıyı alamıyor.
SF-25, taban aşınmasını önlemek adına muhafazakâr süspansiyon ayarlarıyla hala potansiyelini tam sergileyemiyor. Ancak Maranello’daki bilgiler, arka süspansiyonları içeren büyük güncelleme programının yakında tamamlanacağını ve bu ay itibariyle rüzgar tünelinde tüm odağın 2026 aracına kaydırılacağını gösteriyor.
Barselona’da Ferrari, FIA’nın yıl başında bildirdiği TD018 teknik direktifi doğrultusunda geliştirilen yeni bir ön kanadı piste çıkardı. Bu yeni kanat esnemezlik kurallarına uygun şekilde tasarlanmış olup yaklaşık sekiz aylık bir geliştirme sürecinin sonucunda üretildi.

Yeni kurallar, özellikle esneyerek yere basma kuvveti kazandıran kanat tasarımlarını engellemeyi hedefliyordu. Bu durum, birçok takım gibi Ferrari’nin de ciddi anlamda yeniden tasarım yapmasına neden oldu. Kanadın yeni versiyonu, daha yüksek rijitliğe rağmen aerodinamik açıdan daha verimli bir dış akış yaratmayı başardı. Dolayısıyla yaşanan performans kaybı kısmen telafi edildi.
Ferrari için Kanada Grand Prix’si özel bir anlam taşıyor. 2024’te lastik basınç hataları ve düşük sıcaklıklar nedeniyle yaşanan başarısızlık sezonun en düşük performans anlarından biri olmuştu. Bu yıl ise takım, geçmiş hatalardan ders çıkararak mevcut paketin daha iyi ayarlanmasına odaklanıyor.
Montreal pisti, uzun düzlükler ve sert frenajlarla klasik bir “dur-kalk” karakterine sahip. Bu, SF-25’in en güçlü olduğu alanlar olmasa da, doğru strateji ve iyi bir dengeyle sürpriz bir sonuç alınabilir.
Ferrari, Kanada’da V şeklinde arka kanat yapılandırmasına geri dönecek ve Suudi Arabistan ve Imola’da kullanılan DRS ayarlarını tekrar değerlendirecek. Yeni parça beklenmese de mevcut paketin en iyi hâle getirilmesi için önemli adımlar atıldığı bildiriliyor. Üçlü Avrupa serisini teknik anlamda yöneten Enrico Cardile ve Jock Clear liderliğindeki ekip, Kanada öncesinde bu bilgiler ışığında detaylı simülasyon ve hazırlıklar gerçekleştirdi.
Ferrari SF-25, henüz şampiyonluk aracı değil ancak ikinci güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Kanada GP’si, bu ivmenin korunup korunamayacağını gösterecek önemli bir test olacak. Özellikle 2026 aracına geçiş öncesi kalan yarışlarda gösterilecek performans Maranello’daki gelecek planlarının şekillenmesinde belirleyici rol oynayacak.

SCUDERIA FERRARI TÜRKİYE sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.