Charles Leclerc ve Lewis Hamilton İspanya GP SF25 2025

Ferrari için sürüş yüksekliği sorunları devam ediyor

İspanya Grand Prix’si, Ferrari için sezon başından bu yana yaşadığı ve çözemediği temel bir sorunu tekrar gün yüzüne çıkardı: araç yüksekliği. Bu durum sadece teknik bir mesele değil, aynı zamanda McLaren gibi rakiplerle olan farkı da net şekilde ortaya koyuyor. McLaren MCL39’un bu konuda sunduğu esneklik, rakiplerine karşı fark yaratmasını sağlıyor.

Sezonun ilk yarışından bu yana Ferrari, aracı mümkün olduğunca yere yakın tutarak aerodinamik verimi artırmak ile aracı yeterince yükselterek plank aşınmasını sınırlamak arasında sürekli bir denge kurmak zorunda kalıyor. Bu mücadele griddeki birçok takım için geçerli olsa da Ferrari gibi zirve mücadelesi veren bir takım için etkileri çok daha belirgin.

Özellikle yüksek hızlı virajlarla dolu Barselona pistinde bu sorun net şekilde açığa çıktı. Pistin bu özelliği, aracın tabana iyice yaklaşmasına neden oluyor ve Ferrari’nin yaşadığı zorlukları gözler önüne seriyor.

Ferrari gibi McLaren da MCL39’u oldukça düşük bir sürüş yüksekliğiyle kullanıyor ve bu da zaman zaman porpoising sorununa yol açıyor. Nitekim Cuma antrenmanlarında, özellikle 9. ve 14. virajlarda, McLaren’in tabanının asfalta sürttüğü gözlemlendi. Pilotlar bu virajlarda araçta maksimumu zorlayamadı.

Cumartesi gününe gelindiğinde, McLaren mühendisleri bu verileri değerlendirerek küçük bir yüksekliğe çıkış yaptı. Ancak bu, porpoising ile yaşamaya devam ettikleri gerçeğini değiştirmedi. McLaren’in temel gücü her zaman yüksek hızlı virajlar değil, diğer teknik avantajları oldu.

Bu durum Ferrari ile olan kıyaslamada kritik bir örnek sunuyor. Özellikle Charles Leclerc’in yarış performansı incelendiğinde, SF-25’in sinirli yapısına rağmen Leclerc’in aracı sınırda kullanabildiği görülüyor.

Ferrari İspanya GP telemetri

Yarışın ikinci bölümünde, Leclerc’in Piastri’nin önünde temposunu koruyabilmesi dikkat çekiciydi. Monakolu pilot, McLaren’den önce pite girerek elindeki iki adet orta hamur lastikten birini kullandı ve bu lastik stratejisiyle istikrarlı bir tempoya ulaştı. Bu esnada yüksek hızlı virajlardaki rekabet iyice belirginleşti.

Leclerc, özellikle 3., 9., 13. ve 14. virajlarda oldukça agresif bir sürüş sergiledi. Ferrari burada tempo tutmak zorundaydı. Ancak düşük hızlı virajlarda McLaren daha az zorlanarak avantaj elde etti.

Leclerc 40. turda ikinci kez pite girerek kalan yarışta temiz bir hava koridoruna sahip oldu. McLaren ise birkaç tur bekleyerek stratejik bir geçiş yaptı çünkü Verstappen’in üç pit stoplu stratejisi potansiyel bir tehdit haline gelmişti.

Bu esnada Piastri, 20 turluk eski lastiklerine rağmen temposunu ciddi şekilde artırdı ve Leclerc’in yeni lastiklerle ulaştığı hıza yaklaşmayı başardı. Bu, McLaren’in lastik yönetiminde ne kadar etkili olduğunu gösterdi.

Bu performans farkı aslında tekrar Ferrari’nin taban yüksekliği sorununa dönüyor. Yüksek hızlı virajlarda daha düşük yükseklikle dönmeye çalışmak plank aşınmasını artırıyor. McLaren’in başta bu virajlarda daha temkinli olması, bu nedenle sürpriz değil.

Yarış sırasında Ferrari pilotlarına yapılan bazı telsiz mesajları da bu durumu yansıtıyor: 1. ve 10. viraj öncesi “lift and coast” talimatları verildi. Bu, hem lastik ve yakıt tasarrufu hem de plank aşınmasını azaltmak için uygulanan bir strateji.

Ana düzlükte oluşmuş asfalt bozuklukları (çukurlar ve tümsekler), alçak sürüş yüksekliğiyle birleşince plank’in hızla aşınmasına neden olabiliyor. Ferrari, pilotlardan bu bölgelerde farklı çizgiler denemelerini istedi. Ancak bu, yeni bir sorunu beraberinde getirdi: Lastik parçalarının yapışması

İdeal yarış çizgisinden çıkmak, bu lastik kırıntılarına basılmasına ve yol tutuşun ciddi şekilde kaybedilmesine yol açabilir. Ferrari pit duvarı ile pilotlar arasında bu konuda yoğun telsiz görüşmeleri yaşandı.

Ayrıca güvenlik aracı sonrası, yakıt yükü azalmış olmasına rağmen “lift and coast” talimatının devam etmesi Ferrari’nin plank aşınması konusunda ne kadar dikkatli olması gerektiğini gösteriyor.

Ferrari, performans anlamında agresif kalmak istiyor, ancak açıkça görülüyor ki SF-25’in sürüş yüksekliği optimizasyonu hala çözülmemiş bir sorun. Bu, sadece Barselona’ya özgü değil. Sezon boyunca süregelen ve zirve mücadelesinde dezavantaj yaratan teknik bir yetersizlik.

Bu nedenle Ferrari’nin, önümüzdeki yarışlar öncesinde hem araç tasarımında hem de pist üstü yönetimde yenilikçi çözümler bulması şart hale geliyor.


SCUDERIA FERRARI TÜRKİYE sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Konuyla ilgili fikirlerinizi yazın