İlk yedi yarışta sadece bir podyum alan Ferrari için Monako hafta sonu SF-25’in 2025 sezonunun galibiyet adaylarından biri olabileceğinin göstergesi. Henüz çok erken çünkü her zamanki gibi Cuma ile Cumartesi arasında birçok bilinmeyen var. Üstelik bu yıl zorunlu çift pit stop formatı zaten alışılmışın dışında olan bu yarışı daha da belirsiz hale getirebilir.
Charles Leclerc’in Cuma günkü performansı, geçen seneki hafta sonunun başlangıcını hatırlattı: Takvimdeki en ikonik sokaklarda limitleri hemen bulan bir pilot varsa o da ev sahibi sürücü Leclerc. Dün yaptığı açıklamada “Hangi lastiği kullanırsak kullanalım kendimi oldukça rahat hissettim.” dedi. Buna rağmen McLaren fazla geride değil; başarılı MCL39 Monako’da da güçlü bir görüntü sergiledi. Şu an için Red Bull ve Mercedes belirsizliğini koruyor: Russell ve Antonelli, lastiklerden yeterli tutuşu çıkaramadı ve W16, her iki seansta da ideal çalışma aralığına giremedi.
Red Bull ise ilk antrenman seansı sonrası yanlış bir ayar yönüne giderek yol tutuş sorunları yaşadı ama Q3’te rekabetçi olmayı umuyor.
İlk yedi yarışta Ferrari’nin temposu, farklı türde virajların olduğu pistlerde ayar açısından taviz vermek zorunda kalmalarıyla doğrudan ilişkiliydi. Hafta sonu başlamadan önce Jerome D’Ambrosio da bunu doğruladı: “Yavaş ve hızlı virajlar arasındaki fark, ayara ve turun ortalama hızına bağlı. Uzun düzlükler varsa taviz gerekir, burada daha az. Bu pistte işler biraz daha kolay olabilir.” dedi.
Monako’da ayarlar, orta ve düşük hızlı virajlarda maksimum hızı elde etmeye odaklı ve bu da en azından Cuma günü SF-25’in potansiyelini açığa çıkardı. Bu, aracın arka tarafındaki eksiklikleri gizlemese de, Ferrari’nin zaman kaybı özellikle pistin en zorlu bölgesi olan orta sektörde daha azdı. Hairpin ve Liman Şikanı, hem Charles Leclerc’i hem de Lewis Hamilton’ı frenlemenin son aşamasında zorladı. Leclerc ile Piastri arasında sadece bu iki virajda 0.2 saniye fark var.

Öte yandan SF-25, 1. virajda ve Tabaccaio’da oldukça rekabetçiydi. Monakolu pilotun sürüş tarzı, viraj çıkışlarına öncelik veriyor ve bu sayede Piastri’ye kıyasla arka tarafı daha zayıf olmasına rağmen tur boyunca zaman kazandı. Ayrıca 250 km/s üzerindeki az sayıdaki kesimde Ferrari’nin lehine 0.15 saniyelik bir fark var ancak motor modları açısından büyük farklar görünmüyor.
Ferrari’nin pistin orta hızlı bölümlerindeki başarısı sürpriz değil ve bu, mühendisleri daha önce zorlayan en yumuşak lastik hamurunun bu kez daha iyi çalıştığına işaret edebilir. Geçtiğimiz hafta C6 ile sıkıntı yaşayan Ferrari, dün farklı bir davranış sergiledi. Elbette bu durum bugün Q3’te lastiklerden %100 verim alınması gereken noktada teyit edilmeli.
Ferrari, Monako’nun doğası gereği rakipleriyle benzer bir araç yüksekliğinde yarışabiliyor. Engebeli asfalt ve yüksek kerbler nedeniyle tüm takımlar araç yüksekliğini artırıyor. Ayrıca hızlı virajların yokluğu zemin altındaki kızağın aşınmasını azaltıyor. Helmut Marko da bu detaya dikkat çekerek Ferrari’yi favori gösterdi: “Bu pist, zemine olan yükseklik açısından onların normal tercihine çok yakın. Genelde hep aynı yüksekliği tercih ediyorlar.”
Stratejilerin etkisini azaltmak isteyen takımlar için ideal senaryo her iki pilotla da ilk iki sırayı almak olacaktır. Böylece ikinci pilot, öndekine alan yaratmak adına “duvar” olarak kullanılabilir. Bu nedenle takım sıralaması, diğer yıllara göre daha da önemli hale geliyor.
McLaren pilotları Oscar Piastri ve Lando Norris zaman zaman çok iyi turlar attılar. Ancak özellikle Norris’in istikrarsızlığı ve Q3’teki hataları dikkat çekiyor. Ferrari cephesinde ise Charles Leclerc’in performansına dair şüphe yok. Dahası, Lewis Hamilton da SF-25’te özellikle FP1 ve FP2’nin bazı anlarında oldukça rahattı.
Bugünkü FP3 seansı gece yapılan çalışmaların sonuçlarını ortaya koyacak. Ferrari ve McLaren favori, Red Bull ise hala dikkatle izlenmesi gereken bir tehdit.

SCUDERIA FERRARI TÜRKİYE sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.